BİLİNÇSİZ DİYET KANSER NEDENİ-ERKAN TOPUZ

Araştırmalara göre, hızlı kaybedilen ve geri alınan kilolar bağışıklık sistemini çökertip vücudu kansere karşı savunmasız bırakıyor. Kısa sürede kilo verdiren diyetler kalp, şeker gibi ciddi hastalıklara yol açıyor.

"10 Kilo fazlalığım var. Yaza girmeden zayıflamak istiyorum. Kilo vermek için önerileriniz nelerdir?"

Kısa zamanda kilo vermekten kaçının. Hızla kaybedilen ve geri alman kilolar immün sistemini altüst ederek kanser, kalp, şeker gibi pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Hızlı kilo alıp vermek ruh sağlığını da bozuyor. Zayıflamaya çalışmak demek kötü beslenmek anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenerek kilo vermek mümkün.

Size önerilerim şunlar:
■ Doğal besinleri tercih
edin, rafine edilmemiş (fabrikadan çıkmamış) besinleri seçin.
■ Konserve besinlerden mümkün olduğunca kaçının.
■ Her türlü besinden yeterli oranda alın.
■ Her gün 4 ana besin grubundan yiyecek tüketin.
1) Et grubu: Gün içinde 3 orta boy köfte veya buna eşit et, balık, tavuk, 4-5 kaşık kurubaklagil yemeği yersek bu gruptan olan ihtiyacımızı karşılamış oluruz.
2) Süt grubu: Süt, yoğurt, ayran, cacık gibi gıdalardan her gün 2-3 porsiyon tüketmek yeterli.
3) Meyve ve sebze grubu: Her gün 5-7 porsiyon tüketmeliyiz.
4) Ekmek tahü grubu: Makarna, bulgur, pirinç, unlu yiyecekler, tarhana, bisküvi ve un bu gruptadır. Tahıl grubunun günde 5-10 porsiyon tüketilmesi günlük ihtiyacımızı karşılar.
■ Şekerli besinler, gazlı içecekler, kızartmalar, salam, sosis, sucuk gibi besinlerden uzak durun.
■ Aşırı miktarda alkol tüketmeyin. Hem kanser riskini artırır hem de yüksek kalori içerdikleri için fazla kiloya yol açar.
■ Beyaz ekmek yerine tam buğdaydan yapılmış ekmeği, beyaz pirinç yerine kahverengi pirinci veya bulguru tercih edin.
■ Tereyağı, içyağı, kuyrukyağı, krema, kaymaktan uzak durun. Zeytinyağı, fındık yağı, kanola, ayçiçek gibi bitkisel yağları tercih edin.
■ Kırmızı eti haftada 1 defayla sınırlandırın. Diğer günler balık, hindi ve tavuğu tercih edin.
■ Öğün atlamayın.
■ Gün içinde 2-3 litre su için.
■ Kahve ve kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durun.
■ Öğün aralarında cips, bisküvi, çikolata veya şeker yerine kuru erik, badem, ceviz ya da yoğurt yemeye çalışın.
■ Mutlaka egzersiz yapın. Her gün yarım saat açık havada yürüyün.
■ Lokmalarınızı iyice çiğneyin.
■ Televizyon veya kitap, gazete okurken yemek yemeyin.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

Kuru temizleme insan sağlığına zararlı mı?-ERKAN TOPUZ

Kuru temizleme işlemi sırasında kullanılan bazı kimyasallar vücutta birikerek uzun vadede kansere yol açabiliyor. Prof. Dr. Erkan Topuz "Bu maddeler çevreyi de kirlettiğinden kuru temizleme gerektirmeyen giysiler seçin" diyor

Kuru temizleme gerektirmeyen giysiler seçmeye çalışın.

Çünkü işlem sırasında kullanılan 'perkloretilen' gibi kimyasallar vücutta birikerek uzun vadede kansere yol açabilir. Uluslararası Kanser Araştırma Enstitüsü'ne göre perkloretilen kanser etkenleri arasında. Renksiz bir sıvı olan bu madde, kumaşlardaki leke ve kirleri kolayca çıkardığı için yaygın biçimle kullanılıyor.

Çevre açısından da zehirleyici etkisi var. Kuru temizleme sıvıları toprağa karışarak bitkileri öldürüyor. Bu arada kuru temizleme merkezlerinde kullanılan kimyasallar, astım rahatsızlığı olanlarda astım krizlerine yol açabilir. Kimyasallara uzun süre maruz kalındığında akciğer üzerinde olumsuz etkiler oluşabilir.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MEYAN KÖKÜ NASIL KULLANILIR-ERKAN TOPUZ

Meyan kökünü nasıl tüketmem gerekiyor?

Aktardan bir miktar meyan kökü aldım. Acaba çiğnemem mi, yoksa kaynatıp suyunu mu içmem gerekiyor? M.İ.

CEVAP :

Meyan kökünü mutlaka toz haline getirin, daha sonra 1 çorba kaşığı tüketin. Vücutta tuz tutarak ödeme yol açtığı için meyan kökünü 2 ay kullandıktan sonra 3 ay dinlenin.

Böbrek, şeker, tansiyon, kalp hastasıysanız meyan kökü kullanmayın. Meyan kökü çok şifalıdır. Bazı çalışmalarda, mide ülserlerini tedavi eden ve asidi ortadan kaldıran ilaçlarla eş değer hatta üstün bulunmuş. Hayvan çalışmalarında mide kanseri ve ülserinden koruduğu gösterilmiş. Ayrıca prostat ve akciğer kanserlerinden de koruyor ve bu kanserlerin tedavisi sırasında yararlı etki gösteriyor. [Meyan Kökü Detay]

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MEMEDE ŞİŞLİK KANSER BELİRTİSİ Mİ?-ERKAN TOPUZ

Meme cildinde kalınlaşma ve çukurlaşma kanser habercisi olabilir.

Ağrısız sert şişliklerle de kendini belli eden hastalığın tedavisi ameliyattan geçiyor. Meme kanserini erken evrede saptamak için her kadın 40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi yaptırmalı.

Memede her şişlik kanser belirtisi mi?

Geçen hafta banyoda mememde bir şişlik fark ettim. Her şişlik meme kanseri belirtisi mi? Ne yapmamı tavsiye edersiniz? İ.A.

CEVAP:
Memede saptanan her kitle kanser değil. Hemen telaşlanmayın. Doktora başvurarak daha ileri tetkikler yaptırın. Meme kanserinde en sık görülen şikayet yeni bir şişlik ya da kitle saptanmasıdır. Şişlikler genellikle ağrısız ve serttir. Tabi bazı kanser türlerinde şişlik ağrılı ve yumuşak olabilir.

Meme kanserinin diğer belirtileri şunlar:
Meme cildinde kalınlaşma,
Meme cildinde çukurlaşma olması,
Meme başında ağrı veya meme başının içeri çekilmesi,
Meme başında veya meme cildinde kızarma ya da yara oluşması,
Memenin büyüklüğü veya şeklindeki değişiklikler,
Koltuk altında kitle ya da kalınlaşma,
Meme ucundan akıntı,
Memenin koyu bölgesinde renk veya his değişiklikleri.

Memede muayene veya mamografiyle kitle saptandığı zaman, bunun kanser olup olmadığının saptanabilmesi için :
Başka tetkiklerinde yapılması gerekir. Hastanın fizik muayenesi yapıldıktan ve geçmişi sorgulandıktan sonra biyopsi yapılır. Meme kanserinin kesin tanısı, biyopsiyle konur. Biyopsi çeşitli şekillerde yapılabilir. Örneğin iğneyle kitleden sıvı ve hücre alınabilir. Ya da cerrahi işlemlerle kitle çıkarılabilir. Meme kanseri en çok kemiklere, karaciğer ve akciğere yayılır. Erken tespit edildiğinde hastaların yüzde 95'i temelli kurtulma şansına sahip. Bu nedenle hiçbir şikayetiniz olmasa da 40 yaşından sonra her yıl 1 kez mamografi yaptırın. Mamografi, elle hissedilmeden 2 yıl önce kitlenin tespit edilmesini sağlayan bir tetkik. Ailenizde meme kanseri varsa kontrollere 30 yaşında başlayın. Her ay adet bitiminden soma memelerinizi kendi kendinize muayene edin. Meme kanseri riskini azaltmak için alkolü sınırlandırın, sağlıklı kiloya ulaşın, sigara içmeyin, egzersiz yapın, sebze-meyve ağırlıklı beslenin, diyetinizdeki yağları azaltın ve sofranızda zerdeçal, çörek otu gibi baharatlara yer açın. Her gün en az yarım kilo yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Ailenizde meme kanseri öyküsü varsa doğum kontrol hapı kullanmayın. Ayrıca menopoz döneminde hormon tedavisinden uzak durun.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

BAĞIRSAK KANSERİ İÇİN ÖNERİLER-ERKAN TOPUZ

Prof.Dr. Erkan TOPUZ'dan Bağırsak Kanseri için Öneriler....
Bağırsak kanseriyim. Karaciğerimde kitle var. Tedavi önerileriniz nedir?

47 yaşındayım. Bağırsak kanseri teşhisi konuldu. Karaciğerimde 2.5 santim kitle tespit edildi. Doktorlar kemoterapi önerdi. Karaciğerimdeki kitle için ameliyat olmam gerekir mi? M.G.

CEVAP:
Ailesinde bağırsak kanseri olanlar, aşırı miktarda kırmızı ve tuzlu et yiyenler, uzun süre sigara içenler, aşırı şişmanlar bağırsak kanseri için riskli grupta.

Tedaviye gelince... Tümör lenf bezlerine atlamadıysa, polip yoksa, tümör 1 santimin altındaysa ve belli bir bağırsak tabakasını geçmediyse (serozaya taşmadıysa) kemoterapi yapmayız. Ama serozaya taşmış ve lenf bezine atlamışsa muhakkak 6 kür kemoterapi veririz. Bağırsak kanseri tedavisinde çok büyük aşamalar kaydedildi. Eskiden yüzde 60 kür elde ettiğimiz hastalarda yeni ilaçlarla yüzde 80-85'lere varan oranlarda temelli kür elde ediliyor. Metastaz olan hastalarda bile iyi neticeler alınıyor. Karaciğerinizdeki kitle kemoterapiyle küçültülüp ameliyatla temelli çıkarılabilir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz çok önemli. Bunun için milk thistle (deve dikeni sütü kapsülü), bromelain (ananas hapı), maitake mantarı hapı, boswellia bitkisi hapı, dandelion (karahindiba hapı), folik asit, kalsiyum alın. Bol bol yoğurt yiyin.

Günde 1 çorba kaşığı keten tohumu yiyin. Soya yağı kullanın. Yemeklerinize zerdeçal katın. Posa bırakan bütün meyveler sizin için faydalıdır, bol miktarda tüketin. Katkı maddesi içeren gıdalardan kaçının. Tuzlu, şekerli ve beyaz undan yapılmış yiyeceklerden kaçının. Meyve suyu yerine meyveleri posasıyla tüketin. Karahindiba, kuzukulağı, tere, biberiye ve rezeneyi sofranızdan eksik etmeyin. Her gün 1 porsiyon beyaz et, 5-7 porsiyon da sebze ve meyve tüketin. Kırmızı eti diyetinizden çıkarın. Haftada 2 kez kurubaklagil yiyin. Önceliği kuru fasulye, bezelye ve barbunyaya verin. Daha sonra nohut ve mercimeği tercih edin. Her gün 2 bardak domates suyu ve 1 bardak havuç suyunu dönüşümlü olarak tüketin. Kabız kalmayın, normalde her gün 1-2 kez büyük abdeste çıkmanız gerekiyor. Kabızlık ortaya çıkarsa bol bol kuru kara erik ve kayısı tüketin. Her gün yarım kilo probiyotik yoğurt yiyin. Katkı maddesi içeren besinlerden uzak durun. Organik gıdaları tercih edin.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

10 ÖNEMLİ KANSER BELİRTİSİ-ERKAN TOPUZ

Kadınların öğrenmesi gereken 10 önemli kanser belirtisi.
Kadınlar vücutlarında ortaya çıkan bazı belirtilere karşı uyanık olmalı. Pek çok jinekolojik kanser, başarılı bir tedavi uygulanmasına şans tanıyacak kadar erken evrede belirti veriyor. Belirtiler önemsenmediğinde tedavinin gecikmesi ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Bu nedenle vücudunuzun sesini dinleyin ve doktora başvurmakta gecikmeyin.

Kadınlar ne zaman doktora başvurmalı?
Kadınlarda en sık görülen kanserlerin belirtileri nelerdir? Ne zaman doktora gitmek gerekir?

CEVAP:
Prof.Dr. Erkan TOPUZ - Pek çok jinekolojik kanser başarılı bir tedavi sağlayacak kadar erken dönemde belirti veriyor. Ancak belirtiler önemsenmediğinde hastalık çok geç dönemde teşhis ediliyor ve tam şifa şansı ortadan kalkıyor. Bugün size kadınlarda eri sık görülen 10 kanser belirtisinden bahsedeceğim. Bu belirtiler her zaman kanserle bağlantılı olmayabilir. Ancak doktora başvurarak şikayetinizin sebebini öğrenmeniz, uygun tedaviye başlamanız ve kanser riskini ekarte etmenizde yarar var.

İşte, kanseri düşündüren 10 önemli belirti:

1) Pelvik ağrısı: Pelvik ağrısı göbeğin altında basınç hissi ya da ağrısıyla karakterizedir. Süreklilik gösterir ve sadece regl ağrısıyla sınırlı değildir. Pelvik ağrısı rahim yumurtalık, rahim ağzı ve vajina kanserleriyle bağlantılı olabilir.
2) Karında şişkinlik ve gerginlik hissi: Bunlar, yumurtalık kanserinin en yaygın belirtileridir. Genellikle pek önemsenmezler.
3) Belin alt kısmında geçmeyen ağrı: Genellikle silik bir ağrıdır. Bazı kadınlar ise ağrıyı sancı olarak tanımlar. Yumurtalık kanserinin önemli bir belirtisidir.
4) Anormal vajinal kanama: Jinekolojik kanserlerin en önemli belirtisidir. Aşırı kanama, iki adet arasında kanama ve cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında kanama rahim ağzı, rahim, yumurtalık gibi jinekolojik kanserlerin önemli işaretleridir.
5) Geçmeyen ateş: 7 günden daha uzun süren ateş durumunda mutlaka doktorunuzu bilgilendirmelisiniz. İnatçı ateş genellikle kanserin belirtisidir. Ancak ateşin başka sağlık sorunlarının da belirtisi olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
6) Devamlı mide ve bağırsak bozuklukları: Kabızlık, ishal, dışkıda kan, gaz, ya da bağırsak hareketlerinde değişiklik gibi şikayetleriniz varsa doktorunuza başvurun. Bunlar jinekolojik kanserlerin ya da kolon kanserinin belirtisi olabilir.
7) İstem dışı kilo kaybı: Son 6 hafta içinde ya da daha kısa sürede diyet
ya da egzersiz yapmadan ağırlığınızın yüzde 5'ini kaybettiyseniz mutlaka bir uzmana başvurun. Nedensiz kilo kaybı kanser başta olmak pek çok ciddi hastalığın işareti olabilir.
8) Vulva (dış genital organlar)ya da vajinada anormallik: Ağrı, cilt renginde değişiklik, akıntı, kaşmtı gibi şikayetler vulva ya da vajinal anormalliklerdir. Bu belirtilerden biri varsa bir uzmana başvurun. Her kadının 6 ayda bir kadın doğum uzmanı kontrolünden geçmesi gerektiğini unutmayın.
9) Memede değişiklikler: Meme kanserine karşı kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi yapması gerekiyor.Memede kızarıklık, hassasiyet, çukurlaşma, dolgunluk hissi, ele gelen kitle, meme başından akıntı gibi belirtiler durumunda bir an önce doktorunuza başvurun.
10) Aşırı halsizlik: Halsizlik en önemli kanser belirtilerinden biri. Normal yaşamınızı aksatacak kadar bir halsizlikten yakmıyorsanız mutlaka doktor kontrolünden geçin.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MALİN MELANOM DOĞAL TEDAVİ ÖNERİLERİ-ERKAN TOPUZ

Babam cilt kanseri. Ameliyat oldu. Başka tedaviye ihtiyacı var mı?

Babam 3 yıl önce malin melanom teşhisiyle ameliyat oldu. Verilen raporda tümörün 2x1x0.2 santim boyutlarında olduğu yazıyordu. Babam ikinci kez ameliyat oldu, cerrahi sınırlar temiz çıktı. Tedavi konusunda önerileriniz nelerdir? U.N.

CEVAP : Malin melanom son dönemlerde en hızlı artan kanser türlerinden biri. En önemli sebebi, ozon tabakasındaki incelemeye bağlı zararlı güneş ışınlarının süzülmeden dünyaya ulaşması. İkinci önemli sebebi, bağışıklık sistemi zayıflığıdır. Malin melanom eski ya da yeni benlerin renk değiştirmesi, büyümesi, kanaması gibi belirtilerle seyredebilir.[Detay] Renksiz melanomlar da vardır. Malin melanom genellikle beyaz tenlilerde, açık ortamda çalışanlarda, güneş yanığı olanlarda daha fazla görülür. Benler birden ortaya çıkarsa, hızla büyür ve kabarıklaşırsa, renk değiştirirse, kaşınırsa mutlaka bir deri hastalıkları uzmanına (dermatolog) başvurmak gerekir. 11.00-16.00 arasında güneşlenmek, açık ten rengi, çocukluğunda güneş yanığı geçirmek, ailede cilt kanseri öyküsü olması, vücutta çok sayıda ben bulunması benler üzerinden kanser gelişme riskini artırır. Malin melanonum en önemli özelliği, diğer organlara hızla yayılmasıdır. Beyin karaciğer, akciğer, kemik en sevdiği organlardır. Malin melanom tespit edildiği anda cerrahi olarak çıkartılır ve en yakın lenf bezleri temizlenir. Lenf bezlerinde tutulum varsa mutlaka kemoterapi başlar. Tümörün kalınlığı ve evresi de tedavide rol oynar. Tümör belli kalınlığın üzerindeyse aşı tedavisi (interferon) 1 yıl yüksek doz uygulanır. Tedavi bittikten sonra hastalar 3 yü boyunca 3 ayda bir kontrolden geçmeli. Beyin, kemikler, akciğer, karaciğer ve tümörün çıktığı yer belli aralıklarla kontrol edilmeli. Kan tahlilleri fazla değer taşımaz ama NSE gibi bazı tümör markerları yapılabilir. Ancak biyokimya tahlillerinin 3 ayda bir yapılması şart. Malin melanomlu hastalarda immün sistemini güçlü tutmak gerekir.

Babanıza önerilerim şunlar:

■ Aşırı kilolu değilseniz her gün 1-2 bardak havuç, 1-2 bardak da domates suyu için.
■ Her gün kabuklarıyla sıkılmış 1 bardak elma suyu tüketin.
■ Bol bol avokado, ananas yiyin.
■ C vitamininden zengin portakal, turunç, limon, mandalina gibi meyveleri bol tüketin.
■ Karahindiba, kuzukulağı, tere ve biberiyeyi taze ya da kuru şekilde tüketin.
■ Haftada 3-4 avuç arpa tüketin.
■ Yağ tercihiniz zeytinyağından yana olsun.
■ Gribal enfeksiyonlardan korunmaya çalışın. Bunun için gripli kişilerle temastan kaçının, kalabalık ortamlardan uzak durun, sık grip oluyorsanız 6 ayda 1 kutu ekinezya bitirin.
■ Gece yatmadan yarım saat önce 18-21 miligram arasında melatonin kullanm.
■ Selenyum, E vitamini, C vitamini, milk thistle (devedikeni sütü kapsülü), omega 3, cordyceps mantarı hapı ve reishi mantarı hapı sizin için faydalı besin destekleridir. Bunları doktorunuza danışarak belli aralıklarla dönüşümlü kullanın.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MİDE KANSERİ İÇİN ÖNERİLERİ-ERKAN TOPUZ

Kemoterapi, hastamız için seçenek mi?

Babama mide kanseri teşhisi konuldu. Doktor, "Midede büyük bir tümör tespit ettik. Kemoterapiye başlamamız gerekiyor" dedi. Bu konuda fazla bilgimiz olmadığı için ne yapacağımıza karar veremiyoruz. Sizce ne yapmalıyız? A.S.

CEVAP Prof.Dr. Erkan TOPUZ :

Mide kanseri tütsülenmiş et ve tuzlu gıdaların yoğun tüketilmesi nedeniyle dünyada en çok Japonya'da görülür. Ancak Japonya da endoskopinin erken dönemde yapılması sayesinde hastalık çok erken dönemde yakalanıyor. Bu nedenle hastalığın artık görülme sıklığı azaldı. Ancak mide kanseri özellikle yurdumuzda giderek artan bir sağlık sorunu.

Özellikle beslenme alışkanlıkları nedeniyle Van, Elazığ ve Bingöl civarında daha çok görülüyor.
Mide kanserinin en önemli sebepleri şunlar: Aşırı miktarda kırmızı et tüketimi, salamura gıdalar, koyu çay, sigara, midede helikobakter pilori mikrobu ve alkol.

Mide kanserinin erken tanısı endoskopiyle konur. Endoskopi yönteminde hastaya ince bir boru yutturulur. Bu boru mideye ve onikiparmak bağırsağma gönderilir. Boru geçtiği bölgeleri bir televizyon ekranına yansıtır. Hekim de görüntülere bakarak teşhis koyar. Erken tanı konduğunda yani tümör bir yere yayılmamışsa, tıkanma yoksa hemen ameliyat yapılır. Demek ki, hastanız ileri evrede ve ameliyat dönemini atlamış. Bu durumda derhal kemoterapiye başlanmalı. Bazen kemoterapiyle birlikte eş zamanlı radyoterapi de yapılabilir. Ancak bu tedavi, hastanın çok iyi bakımını gerektirir. Çünkü hastada aşırı kilo kaybına yol açar. Hastanız 2-3 kemoterapiden sonra değerlendirmeye alınır. Tümör küçülürse radyoterapi ya da ameliyat devreye girer. Ama herhangi bir tıkanma olursa ani cerrahiye de ihtiyaç olabilir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

AĞIZ İÇİNDEKİ YARA KANSER BELİRTİSİ Mİ?-ERKAN TOPUZ

Ağız içindeki beyaz yara kanser belirtisi mi?

54 yaşındayım.30 yıldır sigara içiyorum. Ağzımda, yanakların iç kısmında beyaz bir yara çıktı. Doktora gitmekten korkuyorum. Acaba kanser belirtisi olabilir mi? N.P.

CEVAP: Prof.Dr. Erkan TOPUZ Ağız Kanseri ağzın içinde herhangi bir yerden gelişebilir. Dudaklarda dilde, dış eterinde, yanakların İç kısmında ve ağız tabanı ve damakta ortaya çıkabilir.

Baş-boyun kanserleri olarak adlandırılan gruba girer. Ağız kanseri de genellikle baş-boyun kanserleri gibi tedavi edilir Belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz.

Geçmeyen yara,
■ Ağız derisinde şişlik ya da kalınlaşma,
■ Beyaz ya da kırmızı renkli leke,
■ Diş kaybı,
■ Protezin tam yerleşmemesi,
■ Dil ağrısı,
■ Çenede ağrı ya da tutukluk,
■ Çiğnemede güçlük,
■ Yutmada güçlük,
■ Boğaz ağrısı,
■ Boğaza bir şey kaçmış hissi.

Bu belirtileri 2 haftadan uzun süreli yaşıyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Doktorunuz benzer şikayetlere yol açabilecek hastalıkları örneğin enfeksiyonu araştıracaktır.

Ağız kanseri riskini artıran faktörler şunlar:

■ Sigara, puro, pipo içmek ya da tütün çiğnemek,
■ Aşırı miktarda alkol tüketmek,
■ Dudakların güneşin zararlı ışınlarına maruz kalması,
■ Cinsel yolla bulaşan HPV virüsü,
■ Daha önce baş boyun bölgesine radyasyon tedavisi.
Teşhis yöntemlerine gelince... Diş hekimi ya da doktor önce dil ve ağız içindeki anormallikleri inceler. Eğer şüpheli bir alan tespit ederse örnek bir parça (biyopsi) alır. Biyopsi sonucuna göre, daha ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabilir. Ağız kanseri tedavisi, kanserin yerine, evresine, hastanın genel sağlığına göre değişir. Ameliyat, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavilerden biri ya da hepsi kullanılabilir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

Sarımsağı pişirmeden önce en az 15 dakika bekleyin-ERKAN TOPUZ

Kanserle savaşta en önemli besinlerden biri de sarımsak. Pek çok araştırmaya göre, sarımsak kanserli hücrelerin çoğalmasını durduruyor, vücudu kanserojen maddelerden temizliyor. İçeriğindeki kanser savaşçısı maddelerin kaybolmaması için sarımsağın soyulduktan sonra hemen pişirilmemesi, en az 15 dakika beklenmesi gerekiyor.
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

Sarımsak nasıl tüketilmeli?
Sarımsağın faydaları nelerdir? Nasıl tüketmek gerekir?

Sarımsak sağlığa yararlarıyla tanınan bir gıda. Gerçekten de 5 bin yıldan fazla bir zamandır ilaç niyetine kullanılıyor. Yüksek tansiyonu düşürmekten anti bakteriyel özelliklerine kadar pek çok sağlık sorununda yararlı etkileri gösterilmiş. Araştırmalara göre, sarımsak kanserde de etkili bir gıda. 37 araştırmadan 28 tanesi sarımsağın kanseri önlediğini orta koymuş. Sarımsağın kanserle savaşta rol almasında pek çok faktör var. Bunlardan biri, sarımsağın alil sülfür içermesi.

Alil sülfür kanserli hücrelerin gelişimini durduruyor.

Ayrıca sarımsak yüksek oranda flavon ve selenyum içeriyor. Flavonlar hücrelerimizi koruyarak kanserle savaşır. Selenyum ise DNA hasarını durdurarak ya da DNA hasarını tamir ederek kanserden korur. Sarımsak anti bakteriyel özellikleri sayesinde kanserli hücrelerin hızla çoğalmasını yavaşlatır, vücudu kanserojen maddelerden temizler.

Araştırmacılara göre sarımsağın zeytinyağı içinde ezilerek ya da toz halinde kullanılması daha faydalı. Ayrıca sarımsağın soyulur soyulmaz pişirilmesi, sarımsağın anti-kanser özelliklerini yok eden bir kimyasal tepkimeye yol açıyor. Bu nedenle sarımsağı soyduktan sonra en az 15 dakika bekleyin, daha sonra pişirin. Kokusundan hoşlanmıyorsanız sarımsak kapsüllerini de kullanabilirsiniz. Fakat tazesini tercih etmenizi öneriyorum.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

CİLT KANSERİNDEN KORUNMAK-ERKAN TOPUZ

HASSAS NOKTALARI ÖĞREN CİLT KANSERİNDEN KORUN.
Gün geçtikçe daha sık görülen bir hastalık olan cilt kanserinin en önemli nedeni bilinçsiz güneşlenme. Cilt kanserinin vücutta en çok tehdit ettiği noktalar ise burun, dudaklar, kulak arkası, boyun, omuzlar ve avuç içi.

Cilt kanseri vücudun başka bir yerinde çıkar mı?

49 yaşındayım. Sağ göğsümün üst kısmında, boynumun biraz altında bir sivilce çıktı. Giderek bir siğile benzeyen kitleyi bazen sıktığımda içinden beyaz renkte bir iltihap çıkıyordu. Bu durumu 1-1.5 yıl hiç önemsemedim. Daha sonra dermatologa gittim. Doktor, kitlenin alınması gerektiğini söyledi. Maalesef patolojik sonuç cilt kanseri (skuamöz hücreli karsinom, iyi differansiye) geldi. Cerrahi uçlarda tümör negatif çıktı. Başka bir tedaviye gerek görülmedi. Bu kanser türü ileride vücudumun başka bir bölgesine yayılır mı? M.Y.

CEVAP: (Prof.Dr.Erkan TOPUZ)

Cilt kanserleri 3'e ayrılır. Malin melanom, skuamöz hücreli karsinom ve bazal hücreli karsinom. En tehlikelisi malin melanomdur. Diğer ikisi genellikle yaşlılarda, beyaz tenlilerde, güneşe maruz kalanlarda görülür. Hatta meslek hastalığı olarak kabul edilir, çiftçilerde ve kaptanlarda çok sık rastlanır. Skuamöz ve bazal hücreli karsinom'un ilk tedavisi cerrahidir. Tam çıkarılırsa hastalık şifa bulur. Tümörün diğer yerlerde ya da daha önce çıktığı yerde nüks etmesi mümkün.

Almanız gereken en önemli önlem, korunmasız güneşe çıkmamaktır. İkinci önlem vücudunuzu nemlendirmektir. Ayrıca sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Özellikle beta karatenden zengin gıdalar olan havuç, domates ve koyu yeşil sebzeleri bol tüketin. Sıkı doktor kontrolünde olun. Bu arada vücuttaki bazı noktalar cilt kanserlerine yakalanma konusunda diğer bölgelere göre daha çok risk taşıyor:

Burun: Daha fazla güneşe maruz kaldığı için cilt kanserlerinin önemli bölümü burunda başlar.
Dudaklar: Güneşlenirken dudaklarınıza Tarım Bakanlığı'ndan onaylı bir ürün sürmeyi ihmal etmeyin.
Göğüs, boyun, sırt ve omuzlar: Güneşin en fazla etkilediği yerler olduğu için cilt kanserlerinin önemli bir bölümü bu noktalarda ortaya çıkıyor.
Saç ayrım noktası ve kulak arkası: Güneşin zararlı ışınlarının en çok etkilediği bu bölgeleri de korumayı unutmayın. Şapkasız güneşe çıkmayın.
Avuç içi, ayak tabanı: Malin melanom vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Nedeni tam bilinmemekle birlikte en tehlikelileri ayak tabanı ve avuç içinde görülür. Ayrıca genital organlar, erkeklerin tıraş bölgeleri ve parmak arasında sık rastlanır.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri 4′üncü Evreye Ne Zaman Gelir?-ERKAN TOPUZ

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin bir türü olan skuamoz hücreli karsinom, 4′üncü evreye ne kadar zamanda gelir? Her evre arasında ne kadar zaman geçer?

CEVAP: Skuamoz hücreli akciğer kanseri 4 evreye ayrılır:

Evre 1: Tümör 2 santimden küçük ve lenf bezlerine atlamamıştır. Metastaz yoktur. Bu aşamada ameliyatla büyük oranda tam şifa sağlanır.

Evre 2: Tümör genellikle olduğu yerde kalır. Ameliyatla şifa şansı bu evrede de yüksektir.

Evre 3: Tümör göğüs boşluğundaki lenf bezlerine atlamıştır. Tümör akciğerde dağınık bölgelere yayılmış olabilir. Tedaviye ameliyatla başlama şansı yoktur, ilk aşamada kemoterapi uygulanır. 3 kür sonra lenf bezlerinde büyük oranda temizlenme ve tümörde yüzde 70′in üzerinde küçülme varsa hasta cerrahiye verilebilir. Yoksa kemoterapi artı radyoterapiyle devam edilir.

Evre 4: Tümör metastaz yapmıştır. Temelli şifa şansı düşüktür. Kemoterapi, gerekirse radyoterapi ve destek tedavileriyle hastaya kaliteli ve uzun bir yaşam şansı sağlanmaya çalışılır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tümör, evre 4′e gelinceye kadar aradan 1.5-2 sene geçer. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri grubundar. olan adeno kanserde ise metastaz riskil tümörün büyüme ve evre değiştirme hızı çok daha fazladır. Küçük hücreli akciğer kanseri ise en hızlı çoğalan, kısa sürede beyin, kemik iliği, karaciğer, böbrek üstü gibi organlara metastaz yapabilen bir tümördür. Eskiden bu hastalarda yaşam haftalarla ölçülürdü. Çünkü teşhis edildiği anda tümör yüzde 85 oranında metastaz yapmış halde bulunur.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

BİLEKTE KİTLE OLUŞUMU-ERKAN TOPUZ

Bileğimdeki kitle kanser çıktı. Tedavi önerileriniz nelerdir?
31 yaşındayım. Sol ayak bileğimin 10 santim yukarısında 8-9 yıldır bulunan bir kitleyi 3 ay önce plastik cerraha aldırdım. Alınan kitlenin patolojik incelemeleri sonucunda ‘dermatofîbrosarkoma’ tanısı konuldu. Tedavi konusunda önerileriniz nelerdir?

CEVAP: Tedavi cerrahidir. Tümör tam olarak çıkarıldıysa başka bir tedaviye ihtiyaç yok. Bundan sonra sıkı doktor kontrolü gerekli. Nüks olursa tümör yine ameliyatla çıkarılır.

Tümörün tekrarlamasını önlemek için güneşten sakının, immün sisteminizi güçlendirin. Selenyum, E vitamini faydalı olabilir. Ayrıca beta karotenden zengin olan kırmızı, yeşil, siyah renkli sebze ve meyveleri sofranızda bulundurun, Aşırı yorgunluktan kaçının. Belli aralıklarla akciğer filmi çektirin, çünkü bu tümörler akciğere atlayabilir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

ÖDEMİ DOĞAL YOLLARLA AZALTABİLİRSİNİZ-ERKAN TOPUZ

Kanser tedavisi sırasında çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ödemi bitkisel formüllerle azaltmak mümkün. Maydanoz, mısır püskülü, defne yaprağı ve avokado karışımından hazırlanan çay vücuttaki su ve tuzun atılmasına yardımcı oluyor Çayı haftada 2 kez 1-2 kupa içmek yeterli

Hamileyken akciğer zarı kanserine yakalandım. Kemoterapi görüyorum. Bacaklarımdaki şişliğin sebebi ne olabilir?

31 yaşındayım. 4 aylık hamileyken akciğerlerimin su topladığı anlaşıldı. Tüberküloz (verem) tanısıyla 1 ay tedavi gördüm. Daha sonra tüple su boşaltıldı. Biyopsi yapılınca mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) olduğum ortaya çıktı. Hamile olduğum için herhangi bir tedavi uygulanmadı. 9 ay tamamlanmadan erken doğum yaptım. Doğumdan sonra rahatsızlığım aşırı derecede arttı. Şu anda kemoterapi görüyorum. Her kemoterapi aldıktan 1 hafta sonra bacaklarımda şişlik ve ağrı ortaya çıkıyor. Doktorum damar tıkanıklığından şüphelenip ultrason yaptı. Fakat herhangi bir sorun tespit edilmedi. Acaba bu şikayetlerin sebebi ne olabilir? Nasıl tedavi edilir? A.D.

CEVAP Prof.Dr. Erkan TOPUZ : Mezotelyoma sizin yaşınızda çok nadir görülür. Genellikle toprağında asbest denen kanserojen bir madde olan bölgelerde yaşayanlarda, çimento, mermer fabrikası gibi tozlu ortamlarda çalışanlarda ortaya çıkar. Akciğer mezotelyoması yavaş seyreden bir tümördür. Erken evrelerde yakalanırsa ameliyat düşünülebilir. Gerekirse ağrılı noktalara ya da küçük odaklı yerlere radyoterapi yapılabilir. Tümör ilerlemişse 6-7 yıl önce çıkan bir kemoterapi ilacı devreye girer. Sanırım sizde de aynı ilaç kullanılıyor. Bundan yarar görmezseniz doktorunuz başka bir kemoterapi seçebilir. Bacağınızdaki şişlikler damar tıkanıklığına bağlı olabilir.

Fakat şikayetlerin her iki bacağınızda olduğunu söylediğiniz için damar tıkanıklığı ihtimal dışı gibi görünüyor. Kasık lenf bezlerindeki ya da karındaki bir tümör bacakların şişmesine sebep olabilir. Yine elektrolit düzensizliği, protein eksikliği, kalp yetmezliği gibi nedenler de ödeme yol açabilir. Altta yatan sebep neyse tedavi buna göre düzenlenir.

Protein eksikliği varsa bol miktarda protein takviyesi gerekir. Yumurta, kırmızı et, balık ve tavuk tüketimi protein ihtiyacını karşılayabilir. Ama bunlar yeterli olmazsa mama ya da damar yoluyla protein verilebilir . Bir de kemoterapiden sonra şişliğin ortaya çıktığını söylüyorsunuz. Kemoterapi sırasında hastaya 2 litreye yakın sıvı verilir. Kemoterapi serumunuzun hızlı verilmesi ödeme yol açmış olabilir. Ama idrar söktürücü ilaçlarla bu sıvı yavaşça atılabilir.

Ödemi atmaya yardımcı olacak bazı bitkisel çözümler de var.

Örneğin, saplarıyla birlikte maydanoz, defne yaprağı, mısır püskülü, kiraz sapı ve avokado karışımından hazırlanan çay ödem çözer. Bu çayı haftada 2 kez 1-2 kupa içmek yeterli. Bromelain (ananas hapı), boswellia bitkisi hapı da ödemin atılmasına yardımcı olur. Mezotelyoma hastalarına bol bol kırmızı turp ve tere yemelerini tavsiye ederiz. Ama yeşil, mor, kırmızı, sarı, yeşil meyve ve sebzelerin bol tüketilmesi gerekir. Bağışıklık selenyum, E vitamini, shiitake, maitake gibi mantar haplarını doktor tavsiyesiyle kullanabilirsiniz. Ayrıca yoğurt tüketimini artırın, bol bol muz yiyin. Meyan kökü en önemli tedavilerden biridir; kalp, şeker, tansiyon gibi sorunlarınız yoksa her gün 1 çorba kaşığı toz haline getirilmiş meyan kökü tüketin. 2 ay kullanıp 3 ay dinlenin. C vitamininden zengin olduğu için kuşburnu çayı için. Çörekotu, zerdeçal, zencefil, keten tohumu, dereotu tohumu kullanın.

Testis kanserinin tedavi şansı nedir?-ERKAN TOPUZ

Yeğenim 18 yaşında. Testis kanseri tanısıyla ameliyat edildi. Şu anda kemoterapi görüyor. Doktorlar tümörün 'germ hücreli' olduğunu söylüyor. 2'nci kez ameliyat olması gerekiyormuş. Testis tümörlerinin tedavi şansı nedir? D.M.

Testis kanserinin tedavi şansı
CEVAP:
Testis kanserleri ikiye ayrılır: Seminom ve seminom dışı.

Seminomların kemoterapi, gerekirse radyoterapiyle tedavi şansı yüzde 95'tir. Seminom dışı tümörlerin ise bu yöntemlerle tedavi şansı yüzde 75lere kadar çıkar. Kemoterapi süresi hastalığın evresine göre değişir. Erken evrede 2, orta evrede 4, ileri evrede 6 küre kadar çıkabilir. Tümör kemoterapiye tam yanıt verirse, bilgisayarlı tomografi, PET, tümör markerları normalse tedavi kesilir. Ama nüks ve kemoterapiye direnç varsa metastatik odağa ameliyat gerekli olabilir. Ama genellikle nüks eden bölgeye radyoterapi yapılır ve kemoterapi değiştirilir. Bu hastalarda bütün kemoterapiler denenip başarı elde edilmezse yüksek doz kemoterapi veya kemik iliği nakli düşünülebilir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

BEYİN TÜMÖRÜNDE TEDAVİ YOLLARI-ERKAN TOPUZ

Eşim beyin tümörü hastası. Tümör sürekli nüks ediyor. Tedavi konusunda önerileriniz nelerdir?

Eşim (55) yaklaşık 10 ay önce nöbet geçirip bayıldı. Yapılan tetkikler sonrasında beyin tümörü tanısı konuldu. Ameliyatla tümör alındı. Tümörün tipinin 'anaplastik astrositom grade 3' olduğu belirtildi. Eşim ameliyattan sonra 42 gün eş zamanlı olarak kemoterapi ve radyoterapi aldı. 5 ay sonra tümör tekrarlayınca yeniden ameliyat oldu. Tümörün temizlendiği söylendi. Fakat ameliyattan sonra epilepsi krizleri ortaya çıkınca yeniden hastaneye başvurduk. Şu anda hastanedeyiz, MR çekildi ve yine 2 santimlik tümör oluştuğunu öğrendik. Ayrıca ödemi var. Hala 28 günde bir, 5 gün 'Temadol' kullanıyor. Yani kemoterapi devam ediyor. Yine nüks riski var mı? Tedavi ve beslenme konusunda önerileriniz nelerdir? M.K.

CEVAP: Tümör üçüncü kez nüks etmiş. Kalan tümör 2 santim civarında olduğu için gama knife ya da cyber knife uygulanabilir. Bu konuyu radyasyon onkoloğuna danışm. Eğer tümörün olduğu nokta yeteri kadar ışın almamışsa bu tedaviler yararlı olabilir. Kemoterapi sırasında tümör büyümeye devam ederse farklı bir kemoterapik ilaca geçilebilir. Eşinize katkı maddesi içeren gıdalar vermeyin. Bakır beyin tümörlerinin kanlanmasını artırır, bu nedenle bakır mutfak gereçleri kullanmayın.

Bromelain (ananas hapı), boswellia bitkisi hapı, netle (ısırgan hapı) beyin ödeminin azaltılmasına yardımcı olabilir, doktorunuza danışarak bu destekleri eşinize verebilirsiniz. Ayrıca selenyum, E vitamini ve omega 3'ün de beyin tümörlerinde faydalı olduğu gösterilmiş. Gece yatmadan yarım saat önce melatonin hormonu da yararlı olabilir.

Buğday filizi ve çimi, kanı temizliyor, kanserden koruyor-ERKAN TOPUZ

Buğdayın, ev ortamında çimlendirilerek tanesinin veya uzayan çimlerinin tüketilmesi, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hücreleri yeniliyor, kansere karşı koruyor, kalp damar sistemindeki tahribatı onarıyor ve kanı temizliyor.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ, buğday çimi suyunun düzenli kullanılmasını öneriyor, İnsanlığın temel besin kaynağı olan buğday, evinize sadece beyaz ekmek ve aşurelik tane olarak giriyorsa çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Çünkü buğday, ev ortamında çok basit yöntemlerle çimlendirilerek tanesiyle veya uzayan çimlerinin tüketilmesiyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hücreleri yeniliyor. Özellikle buğday çimi suyunun 'şifa içeceği' olduğu belirtiliyor. Çimlenmiş buğdayın sağlığa etkilerini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Erkan TOPUZ'a sorduk. Kendisinin de evde buğday çimi üretip sofrasında bulundurduğunu belirten Prof.Dr. Erkan TOPUZ, buğday çimi suyunun mikropları öldürücü etkisiyle kanı temizlediğini belirtiyor. Bununla birlikte, kardiyovasküler sistemde de damarların açılmasını sağlıyor.

Buğday çiminin "Allah'ın verdiği çok büyük bir potansiyel" olduğunu ifade eden Prof. Dr. Topuz'un aktardığı bilgilere göre, buğday çiminin gençlik verici, imnün sistemi (bağışıklık) güçlendirici ve kansere karşı koruyucu etkileri var. Aynı şekilde saç dökülmelerine faydalı olduğu iddia ediliyor. Buğday çimi suyunun kimyasal bileşimi kana çok benziyor. İçeriğinde antiseptik temizleme özelliği olan klorofil yüzde 70 oranında bulunuyor. Mükemmel bir protein kaynağı ve bol miktarda beta karoten içeriyor. Yüksek oranda B1, B6, B12 vitaminleri, C, E, K vitaminleri ihtiva ediyor. Ispanaktan daha çok demire sahip olduğu için anemi (demir eksikliğine bağlı kansızlık) hastalarının kullanması tavsiye ediliyor. Başta magnezyum olmak üzere çok çeşitli mineraller içeriyor. Besin öğeleri vücudu besliyor ve gerçek bir denge sağlıyor.

Buğday çimi suyunun faydalı olduğunu ilk keşfeden kişinin Boston'da Hipokratlar sağlık kuruluşunun kurucusu Dr. Ann Wigmore olduğunu belirten Prof. Topuz, Wigmore'un hikayesini şöyle anlattı: "Dr. Wigmore, bacaklarındaki kangreni bununla tedavi etmiş. Doktorların bacaklarını kesme kararı üzerine buğday çimi suyunu içmeye başlamış. Çimlerden yaptığı lapayı da bacaklarına uygulamış. Bu şekilde tedavi olmakla kalmamış, iyileştikten sonra Boston maratonuna katılmış. O zamandan beri, tedavisi imkansız denilen hastalar buğday çimi suyu kullanıyor. Bitkisel tedavileri devamlı yapmak gerekir. İmkanı olan, her gün iki bardak içebilir. Bu suyu buğdaya karşı alerjisi olanlar da kullanabilir. Buğdayın birkaç gün nemli ortamda bekletilip filizlendirilerek tanesiyle tüketilmesi de çok faydalı. Böylece buğdayın hem çok faydalı olan kabuğu, hem de rüşeym denilen besin değeri çok yüksek embriyo kısmı alınmış olur. Bu filiz bebek gibi büyük bir güçle doğar. Bütün filizlerde, ama özellikle buğdayda büyük potansiyel var. Vitamin, mineral, antioksidan bakımından müthiş zengin. Çünkü çoğalıp yeni bir bitki üretecek. Gençlik sırrıdır. Çimi çok üretebilirseniz suyunu için. Azsa her gün koparıp salatanıza katın."

Buğday nasıl çimlendirilir?

Buğday çimi üretimini Türkiye'de 25 sene önce ilk kez başlatan Kırkambar Baharat'ın sahibi Bahri Kılıç'ın üretim önerileri şöyle: Öncelikle doğal, ilaçlanmamış buğday alın. Zirai buğdaylar zararlılara karşı ilaçlanmış olabileceği için dikkatli olun. Aşurelik buğday çimlenmez. Bir avuç buğdayı oda sıcaklığındaki içme suyu ile ıslatıp bir gece bekletin. Ertesi sabah şişen buğdayların suyunu süzüp genişçe bir tepsiye üst üste gelmeyecek şekilde yayın. Üzerini nemli bir bezle örtüp evin en sıcak ve karanlık yerine bırakın. Bez ve buğdaylar kurudukça nemlendirin. Buğdaylar 3-4 gün sonra filizlenmeye başlar. Filizleri 2 cm uzayınca dolaba alıp, her gün 1-2 kaşık salatalara katabilir, yoğurtla veya zeytinyağı, limon, nar ekşisi gibi karışımlarla tüketebilirsiniz. Çok dayanıklı olmadığı için azar azar çimlendirme yapılmalı.

Buğday çimi üretmek için de, yine bir gece suda beklemiş buğday tanelerini yayvan bir saksıya veya varsa bahçeye ekip üzerini toprakla örtün. Çimler 10-15 cm uzayınca 1 cm yukarıdan makasla kesin. Kestikçe uzayan çimlerden her gün salatanıza katın. Çok ektiyseniz mutfak robotundan geçirip suyunu çıkararak kullanın. Marketlerde satılan hazır çimler, büyümesini hızlandırmak için katkı maddesi katılabildiği için çok güvenli olmayabilir.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

ERKAN TOPUZ-KAN KANSERİ VE KANSIZLIĞA KARŞI ÖNERİLER

Babam kan kanseri oldu. Kansızlığı var. Ne yapmalıyız?

Babama 3 yıl önce kan kanseri (ALL lösemi) tanısı konuldu. İlaç tedavisi başlanmadı. Babam 3 ayda bir filmler ve tahlilleriyle takip ediliyor. Doktorumuz “Trombositler düşerse ve WBC testi 100 bini aşarsa kemoterapiye başlayacağız" diyor. Babamın WBC değeri şu an 60 bin. Fakat dalak ve karaciğerde büyüme var. Ayrıca kansız. Diğer organları korumak ve kansızlığı ortadan kaldırmak için ne yapmalıyız? Ö.A.

LösemiProf.Dr. Erkan TOPUZ : Doktorunuzun dediği gibi belli kriterler oluşmadan kemoterapi yapılmaz, babanız sıkı takipte tutulur. Lösemide kansızlık, halsizlik ve grip sık görülen şikâyetlerdir. Hastalığı tetiklediği için bunlara karşı çok dikkatli olmak gerekir. En tehlikelisi griptir. Bu nedenle babanız kalabalık ortamlardan uzak dursun, gripli kişilerle temas etmesin, C vitamini ve yılda 2 kutu ekinezya bitkisi ekstresi kullansın, babanıza diğer önerilerim şunlar:

■ Doktorunuza danışarak cordyeceps ve reishi mantarı hapı kullanın. Bu destekler immün sisteminizin güçlenmesine yardımcı olur ve sık grip olmanızı engeller.
■ Beta karoten denen madde sizin için çok şifalı. Hormonsuz havuç ve domates suyu içerek ihtiyacınız olan beta karoteni alırsınız.
■ Nar, ananas ve organik elma en çok tercih etmeniz gerekenler meyveler.
■ Mikrop riskini azaltmak için sebze ve meyveleri çok iyi yıkayın, daha sonra sirkeli suda bekletin.
■ Kısa bir süre sonra çağla çıkacak, immün sistemini güçlendirmede çok yararlı olduğu için çağla mevsimini kaçırmayın, bol bol yiyin.
■ Koyu yeşil, koyu kırmızı ve siyah meyve sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin.
■ Her gün 2-3 tane haşlanmış yumurta beyazı yiyin.
■ Kansızlığa mani olmak için haftada 2 kez yağsız kırmızı et tüketin. Her gün 1 avuç kuru üzüm kan yapar. Yine ıspanak, pazı, maydanoz gibi yeşiller de kansızlığı engelelr.
■ Her gün 1 avuç fındık ve ceviz tüketin. En önemli immün güçlendirici olan yoğurdu sofranızdan eksik etmeyin.
Keçi peyniri ve çökelek yiyin.
■ Semizotu, karahindiba, kuzukulağı, tere ve biberiye mutlaka sofranızda bulunmalı.
■ Çay tercihiniz ısırgan yaprağı-kökü, yeşil çay ve kuşburnu olsun,
■ Zerdeçal tüketemiyorsanız günde 2-3 tane hapını (turmeric) kullanın. ; Yemeklerinize zencefil ve kekik ilave edin.
■ Şekerli yiyeceklerden uzak durun. Şeker ihtiyacınızı meyvelerden sağlayın.
■ Beyaz ekmek yerine esmer ekmek tercih edin.
■ Tuzu azaltın, kaya ya da deniz tuzu kullanabilirsiniz.
■ Doktorunuza danışarak C vitamini kullanın.
■ Her gün 1 çorba kaşığı taze çekilmiş çörek otu tüketebilirsiniz.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

ÇOCUKLARA SEBZE YEDİRMEK-ERKAN TOPUZ

Her yenilen kırmızı ete karşılık 7 kat yeşil sebze

Prof.Dr. Erkan TOPUZ, çocuklara doğru beslenmeyi öğreterek kansere karşı korunmanın çocukluktan itibaren başlanması gerektiğini söyledi.

Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kanser Hastanesi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz anlattı:

MENOPOZ YAŞI 50'NİN ÜZERİNE ÇIKTI

Hormonal gıdalar yüzünden çocuklarda, özellikle de kızlarda erken buluğ görülüyor. Yani, 8-9 yaşındaki kız çocuğu adet görüyor. Erken adet görme; meme kanserine yakalanma riskini artırıyor. Çünkü meme kanserinde iki önemli risk; erken adet görmek ve çok geç menopozdur. Hormon aldıkları için artık kadınlar geç menopoza giriyorlar. Türkiye’de eskiden 45’ti menopoz yaşı şimdi 50’nin üzerine çıktı.

KIRMIZI ETİ DİKKATLİ TÜKETMEK GEREKİR

Kırmızı et, çocuklarımız için önemli bir demir kaynağı ancak, bunu tüketme şekli çok önemli. Kırmızı et, şu an için kolon kanserindeki bir numaralı etken. Aşırı derecede kırmızı et tüketmek, mide ve meme kanserinde de önemli rol oynuyor. Özellikle kırmızı eti yanık olarak tüketmek!

Kırmızı etin tehlikeli olmasının nedeni ise şu: Hayvanlara süt versin diye ya da hızla gelişsin diye büyüme faktörü veriliyor. Bu büyüme faktörü doğrudan doğruya hayvanın sütünde ve etinde birikiyor. Ve bunu yediğimiz zaman biz de büyüme faktörünü almış oluyoruz. Bununla beraber hayvan, zehirli otlaklarda otluyor. Çünkü biz buralara tarım ilaçları atıyoruz.

ÇOCUKLARI FAST FOOD'TAN UZAK TUTUN

Fast food çocuklar için çok cazip geliyor. Maalesef çocuklarımızın beslenme şartları çok kötü. Özellikle fast food! Fast food yiyenler üzerine yapılan bir çalışmada; haftada 3 kereden fazla fast food yiyen çocuklarda beyin tümörü, lenfoma ve lösemide 3 kat artış olduğu tespit edilmiş.

SEBZE TÜKETİMİ ARTIRILMALI

Biz önlem almayı bilirsek, uyarıları dikkate alıp önlemlerimizi alırsak, çocuklarımızı kansere karşı bilinçli bir şekilde korumuş oluruz. En başta da çocuklarımıza ‘yeşil terbiyesi’ verirsek kanser riskini büyük oranda azaltmış oluruz. Her yediğimiz kırmızı ete karşılık 5 veya 7 kat yeşil (sebze ve meyve) almas gerekir.

Çocuklarımıza balık terbiyesi de vermeli, balık yemeyi öğretmeliyiz. Ama tabii doğru balığı seçmeliyiz! Mesela, Marmara denizinde dip balığı yememeliyiz. Çocuklarımızı fast food’dan uzak tutmalıyız, spor yaptırmalıyız. Meyve yemeye alıştıralım. Ama bunların organik olanlarını tercih edelim. Bol miktarda sebze ve meyve tüketmeyi öğrensinler.

OBEZİTEYE DİKKAT!

Obezite kansere zemin hazırlar. O nedenle şekerli gıdalardan çocukları uzak tutmalıyız. Gazozların, kolaların içine bol şeker konuluyor. Bunlarla beslenen çocuklarda obezite oluyor. Her gıdanın içine tatlandırıcı atılıyor. Obezite de kanserin hazırlayıcı faktörlerinden biri. Çocuklara içirdiğimiz şekerli gazozlar, çocuğu obez yapıyor ve dolayısıyla kansere hazırlıyoruz.

Beyaz undan uzak duralım, esmer una dönelim. Başta şeker olmak üzere rafine olmuş gıdalardan kaçalım. Kanserin en büyük nedeni, kanseri besleyen beyaz şekerdir. Sonra da tuz gelir. Küçük yaştan itibaren çocuklarımıza bu terbiyeyi de verelim. Çocuk ekmek yesin ama, organik olanı, esmer olanı yesin.

ÇOCUK KIYAFETLERİ KENERVİRDEN OLMALI

* Okulda çocukların kullandığı yemek kapları ve termoslar çelik olmalı.

* Çocukların kıyafetleri organik pamuk ve kenevirden olmalı.

* Çocukların ayakkabı, sırt çantası PVC değil kenevir ve canvastan olmalı.

* Çocuklar cips ve patates kızartmasından uzak tutulmalı.

ERKAN TOPUZ ÖNERILERI

Prof.Dr. Erkan TOPUZ'un Arena programında verdiği öneriler :
* Kırmızı eti bir gece zencefil içinde bekletilerek toksitlerden arındırın.
* Kansere karşı mutlaka Zencefil ve Zerdeçal tüketilmeli.
* Beyin tümörü hastaları her gün yarım saat yürümeli.
* Portakal, Mandalina gibi turunçgillerin kabuğunda bulunan bir madde beyin tümörlerini küçültüyor.
* Turunçgiller kabukları ile beraber mikserde çekilmeli ve toprak güveçte pişirilip günde üç çorba kaşığı yenilmeli.
* Yaban turbu ve kabak çekirdeği tüketilmeli.
* Sağlık için mutlaka karanlıkta uyunmalı.
* Defne yaprağı, enginarın dikenli yaprakları, zeytin yaprağı ve limon karışımı; baş ağrılarını gideriyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, damar sertliğini gideriyor ve diyabeti kontrol altına alıyor.
* Mide kanserine karşı, günde 2 bardak elma suyu ve meyan kökü tüketilmeli.
* Filizlenmiş patetes zehirlidir.
* Memeli hayvanların doğumundan sonraki ilk sütü şifa deposudur.
* Lösemi ve lenfoma'ya karşı deve dikeni sütü veya hapı kullanılmalı.
* Taze buğday filizi sıkılarak günde 1 çay bardağı içilmeli.
* Karahindiba tüketilmeli.
* Koyu renkli beniniz kanıyorsa ve büyüyorsa mutlaka doktora başvurulmalı.